6 Eylül 2009 Pazar

Command and Conquer 4: Tiberian Twilight


The Ascension has begun...

Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Gerek GDI olduk "kötü" NOD'u mamutlarla patlattık, gerek NOD olduk propaganda yaptık, artık Command and Conquer efsanesini başlatan Tiberian evreninin sonuna geldik.

Oyun 2070'li yıllarda başlayacak, hatırlarsanız 2047'de zaten dünya gittikçe kötüleşiyordu, şimdi durum daha da beter. Manchester şehri Tiberium'la kaplanmış, gökdelenlere yapışık, onlarla boy ölçüşen de Tiberium kristalleri var. Ancak oyundan önce olan bazı ilginç olaylar da var. Daha önce GDI'la çalışmayı asla kabul etmemiş olan Kane'in 2062'de Manchester'a gelip GDI'a Tacitus'u(veya ona benzer bir başka nesneyi) onlara sunması gibi(GD yöneticilerine "Kardeşlerim diye seslenmesi ise bence ironik, neredeyse 100 yıldır adamların askerlerini öldür, sonra gel "kardeşlerim" de).


Kane Tacitus'u GDI'a gösterirken.

Oyunda, üçüncü oyunun aksine üçüncü bir taraf olmayacak, yani uzaylı "ziyaretçiler"imiz hikaye sonlanırken bize katılmayacak gibi(veya biz onları kontrol edemeyeceğiz). Oyunda her taraf için birer senaryo olacak, GDI'ın senaryosunun adı(senaryonunun amacını da gayet ortaya koyar bir şekilde) To Kill Kane, NOD senoryasuysa All Things Must End. Anladığım kadarıyla NOD kampanyasında Kane'i öldürmenin o kadar da "iyi" bir şey olmadığını göreceğiz, ayrıca Kane hakkında bilgi edineceğiz.

Oyunun oynanış sistemi de değişiyor. Artık üs kurup Tiberium toplayıp sürekli tank üretip üs basmak yerine herkesin eşit puanlarla ve seçtiği birimlerle(ve dev mobil üslerle) başladığı, belli kontrol noktalarını elinde tutarak rakibin puanlarını 0'a indirip onları yendiğimiz bir sistem geliyor. Bence bu oyunu çok daha stratejik ve gerçekçi yapacak(her ne kadar oyunun sitesinde sızlanıp duranlar olsa da).

Bu adresi takip ederek oyun hakkında en yeni bilgileri öğrenebilirsiniz ayrıca.

Good luck commander.

Aslında Fena Değil Ya

Aslında düşününce Notebook hiç de fena değil. Zaten oyunla çok fazla işim olmayacak, internet konusunda derdi yok, hatta HD videoları rahatça oynatıyor... Sevmeye başladım ben bunu ya(tabii bunda Tiberium Dawn'ın da katkısı vardı). Ancak şarjı çabuk bitiyor, bir de popm acıdı kanepede dizimde notebook'la oturmaktan.

3 Eylül 2009 Perşembe

Failbook ~ Fail da Olsa Benimdir

Efenim yeni aldığım notebook'um tam bir fail. Kendisi fena olmayan bir işlemciye(Pentium Dual Core), 3 GB DDR2 RAM'e, 250 GB Harddiske sahip olsa da INTEL EKRAN KARTI var!!! Dolaysıyla güzelim konfigirasyonun da içine edilmiş, tüm yeni oyunları oynama şansım bitirilmiş oluyor. Amma ve lakin, zaten İstanbul'da pek fazla bilgisayara geçemeyeceğim, dolayısıyla pek de önemli değil. Ben de hep oynamayı düşündüğüm ama "ne uğraşıcam şimdi onun yerine WoW oynarım" dediğim klasikleri oynarım.

Efenim öyle işte, bir de Naruto ha bitti ha bitecek, bitince buraya bir şeyler yazarım hakkında, sonracığıma ramazanınız kutlu olsun, hadi ben kaçtım.

6 Ağustos 2009 Perşembe

One More Time

sousa kanashimi wo yasashisa ni,
jibun rashisa wo chikara ni.
mayoinagarademo ii arukidashite,
mou ikkai, mou ikkai


Benim için vakit geldi.

Artık hüznü nazikliğe(pek olmadı), özgünlüğümü güce çevirme vakti. Artık daha iyi bir gelecek için fedakarlık etmem lazım, ailemden ve arkadaşlarımdan. Ancak yaptığım fedakarlığın her sonucu da berbat değil hani. Artık şehirlerin sultanı beni bekliyor, hayat beni bekliyor. Bense ona doğru koşuyorum.


hajimaridake yume mite okiru
sono saki nara itsuka jibun no ude de


Ailemden ayrılmak... Bana her ne kadar şu an için büyük bir sorun gibi gelmese de bunun sebebi şu anda belki de durumun ciddiyetini fark edememem. Böyle olmasından korkuyorum açıkçası. Ancak çoktan girdim bu yola, bundan böyle tek yapabileceğim üzüntümü nazikliğe çevirmek, ve işe yarayacak, biliyorum. Artık hayallerimin abartı olmadığını da biliyorum, mantık sınırlarının dışına çıkmadığım sürece. Artık hayallerimin önümde olduğunu hissediyorum, ve ben geliyorum... Galatasaray(hayır kulüp olan değil)...

souda daiji na mono wa itsumo
katachi no nai mono dake
te ni iretemo nakushitemo
kizukanumama


Bu arada tabii başka şeyler de oluyor. Naruto manyaklığım devam ederken(94'te kaldım inşallah yaz bitmeden asıl seri bitecek, artık haftasonları da Shippuuden'e devam ederim) eve dönmenin sevinci içindeyim. Artık planları gerçekleştirme zamanı.

26 Temmuz 2009 Pazar

YATTAAAAAAAAAIIIIIII

Başarmak güzel şey ya. Evet evet. Hedefine ulaşmak falan... Hayalindeki iki liseyi de tutturmak, umutlarım artması falan. Herkes de başarılı olmuştur umarım, herkes aynı şeyi düşünüyordur, hedefleri ne olursa olsun. Umarım...

Not: Bunu yazarken kafamda Haruka Kanata çalıyordu.

23 Temmuz 2009 Perşembe

Bursa'dan Bildiriyore

"İstanbul'a gidiyorum dedin, Bursa ne alaka?" diyebilirsiniz. Ancak şöyle ki, yola bir kaç gün Eskişehir'de kalarak başladık, Bursa üzerinden varıcaz İstanbul'a.

Bu arada ben Naruto'yla kafayı kırdım Dattebayo. PS2'yi de götüreceğimi anlattığım yazıda "Sonic Unleashed <3" demiş olabilirim, ama bu benim Rasengan ile adam dövmeme engel olamadı.

Bu arada C&C 4 haberi planım da yalan oldu. Gibi. Yine de eve dönünce yazarım hakkında bir yazı.

Not: Yazıyı yazarken arkada şarkı falan çalmadı. Bilgisayarı zor bulmuşum ne şarkısı?

Not 2: Dizüstü bilgisayarda yazı yazmak ne zormuş be. Her tarafım ağrıdı yazarken. Hala ağrıyor... AH!!

19 Temmuz 2009 Pazar

İstanbul, ben geliyooom!

Eh, Antalya'daki son güne de başlamış bulunuyorum şu dakikalar ile. Yarın bu saatlerde ya uyuyor olurum ya da İstanbul'a doğru yol alıyor olurum. Artık ordan arada bir bildirmeye mi çalışırım, gelince topluca her şeyi mi anlatırım bilmiyorum. Ancak PS2'mi alacağım, onu biliyorum(Sonic Unleashed <3).

Bu durumda C&C 4 geri sayımı falan da hikaye oluyor. Eh, azcık erken açıklasaydın be EA!

Not: Bunu yazarken Thriller çalıyordu. Ne alaka derseniz, kalktığımdan beri kafama takıldı şarkı. Kaz dis iz tırilaaaaaaaa, tırila of nayt...

16 Temmuz 2009 Perşembe

Beni İzleyin Anacım

Blogu epey boş tuttum, doğrudur. Yine olsa yine yaparım. Çok olay oldu bu arada. SBS sonuçları çıktı, mutlu oldum vesaire vesaire. Bana bir İstanbul yolu gözüktü, eğer olursa benim için büyük yararları olacak kesin. Ama gerçekten başaracak mıyım? Umarım.

Tabii bir de tatil var. Bir hafta sonra falan kayıtlar başvurular vesaire için İstanbul'a gitmem gerekecek, benimse burada "yazın bitiririm" diyerek bıraktığum yüzlerce eski, onlarca oyunum var. Kolaysa bir hafta içinde bitir. >_>

Tabii bu arada evin önündeki havuzla son günlerim(hem İstanbul'a gidiyorum, hem taşınıyoruz), iyi kullanmam lazım. Denizli şehirdeyim denize gitmemek olmaz. Eeee napcam ben?

Neyse, başlığın böyle olmasının sebebi var. Çoğunuzun bildiği gibi C&C 4 duyuruldu, yakında da videosu gelecek. Daha detaylı geldikçe ben de yazarım. Sonuçta for keyn yani.

Bir de yazılar yazmaya devam edicem.

O değil de, son zamanlarda bir "yalnız" hissediyorum sanki ya. Ne bileyim, yalnız işte...(uzatma lan sevgili istiyon <_<')

Hadi ben kaçtım.

Not: Bunu yazarken Killer Instict ve bir yığın başka Machinae Supremacy şarkısı çaldı.

12 Haziran 2009 Cuma

The End

Bitti... 8 yıllık ilköğrenim hayatı, 3 yıllık arkadaşlarımla birlekteliğim bitti. Artık 8-C yok, herkes dağılacak, çoğu yine aynı şehre, kimileri başka şehirlere. Artık haftada 5 kere göremeyeceğim arkadaşları, dostları, oksijeni boşa harcıyan insanları.

Haliyle üzülüyor insan. Sonuçta 3 sene boyunca ailenizden daha uzun süre görünce onları aranızda bir bağ oluşuyor ister istemez. Ancak ne güzel söylemiş Fatih Aydoğduoğlu:

Hatırla bugün kendini
Üzülme sakın derinden
Dünya durur, Oyungezer


Evet, bu bir son, ancak aynı zamanda bir başlangıç. Daha iyiye, daha güzele bir başlangıç. Umutlu bir başlangıç.

Ancak, insan demeden edemiyor "bir en iyi dostumu, sıra arkadaşımı, diğer sınıflardaki arkadaşlarımı falan da götürseydim ya İstanbul'a?"